BİR ULUSUN SİMGESİ ”SÜMERBANK”

80’ler kuşağında yaşayanlar anımsarlar babaannelerimizin pamuklu, çiçekli, allı güllü basmalarını… Annelerimizin bizlere diktiği ”Sümerbank” kumaşlarından pijamalarımızı… Çocukken yeni bir giysiye sahip olduğunuzda içinizi bir mutluluk sarar, özellikle de giysinizin kumaşı renkli, allı güllü ise sizden daha güzeli yok zannederdiniz. O dönemlerde hazır giyilebilir ürünler almak yerine ,akşam sanat kurslarında ev hanımları ‘terzilik eğitimi’ alır ve evin her bireyini kendi el emekleriyle giydirirlerdi. Tabii ki o dönemlerin en önemli yapı taşlarından birisi olan Sümerbank kumaşlarıyla…

Sümerbank ‘ın özelliği, yalnızca toplumun farklı katmanlarındaki pek çok eve değil, onu üreten insanların da evine girmiş olmasıydı. Dolayısıyla Sümerbank’ı bu ülkede yaşayan, farklı kuşaktan pek çok insan için hem kişisel değer hem de toplumsal bellek noktasına taşıyan tam da bu “her eve girme” hâli olabilir. Sanayi ve modernlik dünyanın pek çok yerinde bambaşka üretim hikâyeleri yarattı kuşkusuz ve bu hikâyelerin kimisi bir efsaneye dönüşüp günümüze kadar gelirken, bazılarının sonu hüzünlü oldu. Bu ülkenin, hikâyesi bol ama sonu iyi bitmeyenlerinden biri de Sümerbank oldu. Sümerbank’ın bu hazin öyküsünü ilk defa 2013 yılında Faruk Malhan küratörlüğü’nde ‘ Zamanın Gölgesi’ adlı çalıştay’da öğrendim.



Tipik çiçek desenli
Sümerbank basma elbiseleriyle
bir grup kadın, 1940’lı yıllar,
Kaynak: Çağla Ormanlar Ok fotoğraf arşivi.

Türkiye endüstri tarihinin temel aktörlerinden biri olan Sümerbank’ın hikâyesi 1933’te başlamıştı. 1930’ların Türkiye için önemi malum.; ekonomik atılımların, yerel üretimin, ülke ekonomisini kalkındırma politikalarının başka her meselenin önüne geçtiği yıllar… İlk basma fabrikasının (Nazilli Basma Fabrikası) 1937’de faaliyete geçmesiyle hem kentte hem kırsalda yaşayanlar için üretim yapan ve “ulusal kimlik inşa sürecinde yurt ekonomisine, ürettiği pamuklu kumaşlarla katkı sağlama” misyonuna sahip Sümerbank, ülkenin ‘modernizasyon’ u için ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda önemli bir yere oturdu. Bu katkının en kıymetli unsuru ise, hitap ettiği geniş coğrafyada, hiç de kısa olmayan belli bir dönem boyunca etki sağladığı sınıfsal bütünleşme ve yakınlaştırma oldu. Zira herkesin evinde bir Sümerbank basmasının olduğu uzunca bir dönem yaşandı. 1938 yılında memleketim olan Bursa ‘da Sümerbank Merinos Yünlü Sanayi Dokuma Fabrikası açıldı. Bu önemli açılışı Mustafa Kemal Atatürk bizzat yaptı.

Atatürk Ankara’daki Sümerbank Fabrikası’nın açışında.

Fabrikaların ilk kurulduğu yıllarda hayli kısıtlı bir renk seçeneği olmakla birlikte 1930’lardaki Rusya etkisiyle, canlı ve zıt renk kullanımı ve gül desenleri de üretim içinde yerini almış. 40’larda savaş nedeniyle gerileyen dış ticaretle birlikte yerli malına olan yoğun talebin etkisindeki yerel motif ağırlığı söz konusu. 50’ler, Amerika rüzgârıyla evlere giren dergilerle, modanın günlük kent yaşamına çarpıcı şekilde sızdığı, parlak yıllar… Desenlerde geometrik, puantiye formlar ve küçük çiçekler kullanılmış. Takip eden 60’ların cesur ifade ve özgürlük akımlarının yansıması olarak, kumaşlara geometrik ve şal desenleriyle birlikte, hayvan figürleri ve yuvarlak hatlı formlar eklenmiş. 70’ler ise yine ülke değerlerinin ön plana çıktığı yıllar ve bu yönelim motiflerde kendini gösterirken iri ve canlı formlar tercih edilmiş. Bu yıllarda Sümerbank’ın kuvvetli ve değerli bir yerel marka olarak varlık gösterdiği moda etkinlikleri de düzenlenmiş ve Sümerbank markasının ülkenin moda ve tekstil sektöründeki yeri kuvvetlenmiş

Sümerbank, 80’lerde başlayan özelleştirme döneminin sebep olduğu değişimle, sonraki yıllar için başta umut vadedecek şekilde kâr eden bir kuruma dönüşse de küresel ekonominin seyri neticesinde işin rengi hızla değişiyor. Rekabet arttıkça, yurtdışından tekstil markaları yayılmaya başlıyor. Yeni yaşam alışkanlıklarının etkisi altına aldığı moda ve tekstil sektörü hızla değişiyor ve bir süre sonra Sümerbank’ın bir zamanlar cevap verebildiğinin çok ötesine geçiyor. Özelleştirme süreciyle birlikte küresel rekabet ortamına uyum sağlamak için hızlı üretime ve desenlerde yeni bir vizyon ve çeşitliliğe gidilse de 90’lar, politik, ekonomik ve siyasi hareketliliğin kültürel politikaları ve günlük yaşamı agresif şekilde etkilediği bir dönem. Dolayısıyla bu süreç, Sümerbank tarihine pek çok farklı şekilde ve en çarpıcı olarak da özelleştirmeyle birlikte işlerinden olan emekçilerin hak arayışlarıyla yansıyor. Bunu takip eden yıllar, ekonomik gelişmelerin tetiklemeye devam ettiği sosyokültürel yaşamın daha da hızla dönüşmesi anlamına gelirken, bu değişime uyum sağlayamamış olması 2001 yılında Sümerbank’ın sonunu getirmiştir.

Sümerbank’ın fabrikaları; Anadolu’nun her köşesine yayılarak, bir yandan da Türkiye’nin modernleşme sürecinin önemli bir çarkı olarak görev yapıyordu. Kuşkusuz bu fabrikalar, beraberinde sunduğu sosyal etkinlikler ile toplum üzerinde kültürel anlamda etkililerdi. İşletmelerin bünyesinde bulunan kütüphaneler, spor tesisleri, konutlar, tiyatro ve gösteri alanları, doktoru, kreşi, müzik faaliyetleri, aylık yayınlanan dergiler ile bu tesisler ve etraflarındaki mahalleler genç Türkiye Cumhuriyeti halkı için paha biçilemez nitelikteydi.

İhap Hulusi Görey (1963)

Sümerbank’ın anahtarı anımsatan ve S ile B harflerinden oluşan logosunu, taklitçiliği önlemek amacı ile 1943 yılında SEKA fabrikasının kurucusu Mehmet Ali Kağıtçı tasarlıyor ancak bu logoların kullanımı 1956 yılına kadar bir türlü standartlaşamıyor. Logonun tescillenerek standarda alınma tarihi 1957. Markanın ilan ve reklam çalışmalarının pek çoğu, dönemin önde gelen tasarımcılarından İhap Hulusi Görey imzası taşıyor. 

Bu kültürel mirası kaybolmaya yüz tutmuş halde tekrar hayata geçiren İzmir Kalkınma Ajansı desteğiyle, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nün yürüttüğü “Dijital Tekstil Desen Arşivi” projesi oldu. Proje kapsamında Sümerbank’tan geriye kalan desen arşivinin bir bölümü dijital ortama aktarıldı. İzmir Halkapınar Basma Sanayii’nden alınan kumaş albümlerinden oluşturulan arşiv, 1956–2001 yılları arasında üretilen Sümerbank desenlerini kapsıyor. Bu arşivdeki desenler ayrıca, Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bu yılın şubat ayında sona eren, “Bir Ulusu Giydirmek: 1956–2000 Yılları Arası Sümerbank Desenleri” adlı sergide izleyiciye aktarıldı.

Kerry Freeman’a göre; Görsel sanatlar, görsel kültürün çoğunu oluşturur, hepsi bu görme veya görselleştirme ve şekiller yoluyla insanca oluşturulmuş ve hissedilmiş hayatlarımızı yaşama şeklimizi yansıtır. Görsel kültür teriminin doğası gereği kullanımı görsel sanatlar için bağlam sağlar ve etkilerine işaret eder. Bizler de kendi kültürümüzü korumak ,aktarmak istiyorsak öncelikli olarak kendi tarihimizi korumalıyız.

Kaynakça :Kerry Freedman Teaching Visual Culture, Teachers Kollege Press

Vikipedi,Sümerbank ,Bahar Turkay