Yönetmen: James Cameron
Senaryo :James Cameron
Oyuncular:
- Sam Worthington Rolü : Jake Sully
- Zoe Saldana Rolü : Neytiri
- Sigourney Weaver Rolü : Grace Augustine
- Stephen Lang Rolü : Miles Quaritch
- Michelle Rodriguez Rolü : Trudy Chacon
- Giovanni Ribisi Rolü : Parker Selfridge
- Joel David Moore Rolü : Norm Spellman
- Wes Studi Rolü : Eytukan
‘Avatar ‘Benim için daha önce izlediklerim gibi değildi . Hayallerimin çok üzerinde idi. Filmin ilk dakikasından son dakikasına kadar heyecanla seyrettiğimi hatırlıyorum.Gerek efektleri olsun gerek müzikleri ,sahneleri ,temposu ve etkileyici anlatımı inanılmazdı.14 yılda kurgulanmış bir filmin bu kadar başarılı olması ve filmin 2009 yılında seyirciyle buluşması, bizlere görsel bir şöleni yaşatmıştı .Şu an 2021 yılında olmamıza rağmen gerçek oyuncularla sanal kahramanların bu kadar başarılı buluştuğu bir film izlediğimi hatırlamıyorum.
‘Avatar’ın konusuna bakacak olursak; Film, 2154 yılında geçmekte idi. Dünyadaki kaynaklar tükenmeye başlamış ve çevre kirliliği söz konusuydu. Filmin çoğunluğu bir uzay istasyonu ve Pandora adlı gezegende geçmekte idi. Pandora’da mavi renkli 3 metre boyunda Na’vi denen bir ırk yaşamaktaydı. Yaşam alanlarındaki maden insanlar ve dünya için oldukça değerli idi. Bu bağlamda özel bir şirket ve emrindeki askeri güç bu madeni ele geçirmek istemekteydi. Avatar adlı program kapsamında geliştirilen bir teknolojiyle seçilen kişiler Na’vi ırkı görünümüne bürünerek onlarla yaşamaya ve onlardan bilgi almaya çalışmaktaydı. Bu aşamada Jake Sully adlı bir savaş gazisi ağabeyinin yerine Avatar programına dahil olmuştu. Jake’in asıl görevi söz konusu halk ve yaşam alanları hakkında bilgi toplayıp bunu üstlerine bildirmek idi. Jake zamanla bu ırka yakınlaştı ve onlardan biri gibi davranmaya başladı.
“Avatar” filmi bir sonraki bölümde ele alacağımız biçimsel (tasarım ve teknoloji) üstünlükleri dışında, içeriği (ideolojisi) açısından öne çıkan bir film idi.
Filmin asıl başarısı, sinemanın temel öğelerinden biri olan kişilerle veya karakterle özdeşleşmenin ötesine geçilerek, yaratılan sanal dünyayla özdeşleşmedir. Ve böylece belki de ilk kez bir sinemacının anlatmak istedikleri, üç boyutlu sinemada ideal bir ifade alanı bulmaktadır (Kutlu, 2010: 24). Farklı okumalara açık filmde; emperyalizm ve küreselleşme karşıtlığı, çevreyle ve doğayla uyumlu yaşamanın gerekliği bilhassa vurgulanmakta idi. Bunların yanı sıra evrensel bir tema olan kişileşme (erginleşme) de “Avatar”da öne çıkan öğeler olarak gözükmekteydi.
2009 yapımı olan “Avatar” adlı film zamanının tasarım ve teknoloji alanında en son noktayı temsil etmekte idi. Uzun bir ön çalışma sonucu tasarlanan film, James Cameron tarafından büyük bir bütçeyle, 1000 kişiden fazla bir ekiple, üç boyutlu teknolojiyle , tüm dünyada ticari başarı kazanmış ve sanatsal açıdan da beğenilmişti. Avatar filmi ,Ar-Ge çalışmaları kapsamında geliştirilen özel efektler ve üç boyutlu sinema türünde önemli idi. Filmde yaratılan Pandora gezegeni, gezegendeki canlılar, tasarım ve teknolojinin başarılı işbirliğinin sonucu olarak kendi alanında öncü ve devrimci bir eser meydana getirilmişti. Sinemanın temel özelliklerinden biri kendi gerçekliğini, sinemasal zaman ve sinemasal mekanla yaratmasıydı. “Avatar” filmi bu durumda üç boyutlu teknoloji sayesinde kendi zamanını ve mekanını yetkin bir biçimde gerçekleştirildi.Cameron kendine sağlanan imkan ve teknikler ve kendi geliştirdiği cihazlarla kendi sinemasal gerçekliğini yaratmak için, benzerlerine rastlanmayan bir sinemasal mekanı, Pandora Gezegeni’ni ve daha önceki sinemasal karakterlerden farklı bir ırkı Na’vi ırkını ve dilini oluşturmuştu.
Sinema filmleri, belirli bir tasarım aşamasından uygulanırken, teknolojiyle de bire bir bağlantılı olan sanat eserleridir. Birçok kişinin aynı anda ya da farklı zamanlarda görev aldığı, çalıştığı kolektif bir sanat olan sinema matematiksel bir biçimde tasarlanmaktadır. Üç boyutlu sinema, teknolojik gelişmelere bağlı olarak genellikle Hollywood sinemasında sıkça gündeme gelen bir olgudur. Sinema perdesinde olup bitenleri daha gerçekçi biçimde yansıtan bir teknoloji olan Üç boyutlu sinemanın ve teknolojinin günümüzdeki yetkin ve başarılı örneklerinden biri “Avatar”dır. Kerry Freeman açısından bakacak olursak;
”Görsel kültür örnekleri ve gönderiler, iletişimi kolaylaştırmak için birbirlerini inşa ederler ve gayri resmi olarak öğretirler. Zengin örneklerini tekrar gözden geçirmemizin nedeni budur. Görsel kültür ve görsel anlamlarımızla yeni anlamlar geliştirmeye devam ediyor. Eğer bir Sergide, bir müzede olsak bir Rönesans tablosunda veya filmlerden birini izleyen Star Wars hayranları gibi belki de 10. kez deneyimlemiş olacağız.. Görsel kültür şekilleri ,alanı aracılığıyla temsil ettiğimiz yollar, insanların düşüncesini ifade eder. Eğitim açısından bakıldığında, temsilin önemi çok önemlidir, çünkü yönlendirmeye yardımcı olabilir. Bilginin öğrencilerin deneyimlerini zenginleştirecek şekilde yapılandırılması sanat ile ancak, onu bu zenginleşmeyi sınırlayacak şekilde de yönlendirebiliriz. Örneğin, eğitimde sanat bilgisini bir varlık olarak temsil edersek, kavramsal olarak birkaç ayrı güzel sanat disiplininin her birinde yer alır, görsel sanatlar hakkında çok farklı bir düşünme biçimi önerebiliriz. Bu düşünce biçimini de farklı sanat dallarını gözlemleyerek kazanabiliriz.
Kaynakça:
https://www.fundalina.com/avatarin-ardindan/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/717263
https://onedio.com/haber/avatar-konusu-nedir-avatar-filmi-oyunculari-kimlerdir-995298
https://www.beyazperde.com/filmler/film-61282/oyuncular/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/192574
https://en.wikipedia.org/wiki/Avatar_(2009_film)/